Antalya ve Konya vilayetine hudut Toros Dağları’nın en tepe bölgelerinden Geyik Dağları eteklerinde olan Eğrigöl Yaylası’ndan üzen manzaralar geldi.
“HEM KAR YOK HEM ÇİÇEKLER AÇMAMIŞ”
Her yıl Eğrigöl’e yürüyüş yapan tabiat gezgini ve dağcı Hasan Hüseyin Kahrıman, dağ laleleri, mor ve sarı çiğdemlerle süslenen Eğrigöl’de üzücü imajlarla karşılaştığını anlattı. Kahrıman, göl etrafında hiç çiçek olmadığını, dağlardaki kar ölçüsünün da yok denecek kadar olduğunu belirterek, “Normalde bu mevsimde yaylaya giden araç yolları karla kapalı olurdu. Gündoğmuş Belediyesi ve Hadim Belediyesi yaylayı süsleyen rengarenk çiçeklerin ziyan görmemesi için karla kapalı yolları mayıs ayı sonuna kadar açmazdı.
Bu yüzden yalnızca fotoğrafçılar ve tabiat yürüyüşçüleri 22 kilometre yürüyüp buraya ulaşabiliyordu. Ancak bu sene hem kar yok hem de çiçekler maalesef açmamış” dedi.
“EĞRİGÖL’E ACİL OLARAK ULUSAL PARK OLMALI”
Eğrigöl’e sahip çıkılması davetinde bulunan Kahrıman, “Eğrigöl acil olarak ulusal park olmalı. Eğrigöl, tarihinin en berbat günlerini görüyor. Çiçeklerin göz kamaştırdığı göl kenarındaki alanlarda ateş yakılıyor, yakılan yerde bir daha uzun vakit hiçbir bitki bitmeyecek, çiçekler olmayacak. Göl kenarında silahlar atılıyor, gürültüden gölde yaşayan kuşlar huzursuz oluyor, yuvalarına giremiyor.
Önceki yıllarda çayırlarda yapılan driftlerin yerdeki yarası kapanmadan birkaç misliyle daha fazla araçla drift atılıyor. Göl kenarında lastik yakılmış. Piknikçilerin kimileri çöplerini olduğu üzere bırakıyor.
3 yıl öncesine kadar baharın çiçeklenme devrinde yolların kardan kapalı olması nedeniyle yalnızca doğaseverlerin yürüyerek gidip fotoğraf çektiği kıymetli yerdi. Buradaki çiçeklenmenin en kıymetli ögesi, koyun ve keçilerdi.
Drift ve mangal yapanlar, silah atanlar yüzünden bu hayvanlar da göle otlanmaya ve su içmeye yanaşamıyor. Dışkıları nedeniyle yıllardır gerçekleşen gübre tesiri, hayvanların bu alanı kullanamıyor olması nedeniyle yok edilmiş durumda. Yazın keçi, koyun göl kenarında olmazsa, çiçekler de olmayacaktır. Çiçeklerin oluşumu keçi, koyunun dışkıları sayesinde oluyor” diye konuştu.
“EĞRİGÖL’ÜN KORUNMASI TÜM TOPLUMUN SORUMLULUĞU”
Yaban Hayatı Uzmanı Gökçe Coşkun, Eğrigöl’ün, sadece görsel güzellikleriyle değil, barındırdığı hassas ekosistemle de dikkat çektiğini söyledi. Bu bölgede endemik Toros yer sincaplarının yaşadığını, bu sincapların yuvalarına boz kuyrukkakan üzere birtakım kuş cinslerinin yuva yaptığını aktaran Coşkun, “Sincaplar, kuşlar, böcekler, sürüngenler, memeliler ve bitkiler ortasında kurulan bu hassas döngü, bölgenin yaban hayatı açısından eşsiz bir istikrar sunduğunu göstermektedir” dedi.
Doğal alanların toplumsal medyada ün kazandıkça daha fazla ziyaretçi çekmesinin anlaşılabilir bir durum olduğunu aktaran Gökçe, “Ancak bu ilginin beraberinde getirdiği tahribat kaygı verici. Eğrigöl üzere özel bölgelerin korunarak ziyaret edilmesi hem doğal dengeyi hem de bu hoşluğun sürdürülebilirliğini garanti altına alır. Ne yazık ki bilinçsizce yapılan mangal, araçla toprağa girip drift yapma, ateşli silah kullanımı üzere davranışlar yalnızca çiçekleri değil, bu çiçeklerle beslenen böcekleri, bu böceklerle beslenen kuşları, tüm yaban hayat döngüsünü tehdit etmektedir.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu tıp tahribatlara yol açanlara caydırıcı cezalar uygulaması ve bölgeye ikaz levhaları asılması gerekmektedir. Eğrigöl’ün korunması yalnızca doğaseverlerin değil, tüm toplumun sorumluluğundadır” diye konuştu.
News
