AlBaraka İslam İktisadı Forumu tarafından, “Türkiye AlBaraka Zirveleri” kapsamında “2. İstanbul Dünya İslam İktisadı Zirvesi”, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştiriliyor.
Zirve, bu yıl “Etkili Bir Global İktisat Yolunda İslami İktisat Stratejileri” temasıyla toplantılar düzenliyor.
“BELİRSİZLİK TARİHTE GÖRÜLMEMİŞ BOYUTA ULAŞTI”
Toplantıya katılan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, küresel piyasalara ait değerlendirmelerde bulunarak, ticaret siyasetlerindeki belirsizliklerin son derece kaotik bir hal aldığına, şu anda belirsizliğin tarihte eşi gibisi görülmemiş boyutlara ulaştığı bir periyottan geçildiğine dikkati çekti.
“ZORLUKLAR, BİREBİR VAKİTTE FIRSATLAR BARINDIRIYOR”
Şimşek, buna karşın bütün zorlukların birebir vakitte içinde fırsatlar barındırdığını belirterek, şunları kaydetti:
Şu anda ABD ile Çin ortasında ağır bir stratejik rekabet yaşanıyor ve bu durum global ticaret dinamiklerinde esaslı değişimlere yol açıyor. Meğer tarihte ekonomik büyümenin temel itici gücü her vakit ticaret olmuştur. Bugün ise bu düzenek, olması gerektiği üzere işlemiyor. Öteki yandan, global borç düzeyi tarihi doruklara ulaşmış durumda. Bu da beraberinde makrofinansal belirsizlikleri ve artan güvensizlik ortamını getiriyor. Bütün bunlara ek olarak, yapay zeka ihtilalinin eşiğindeyiz. Bu gelişme, sınırsız bir üretkenlik potansiyeli sunsa da bu potansiyele herkesin eşit halde erişebilmesi mümkün görünmüyor. Hasebiyle, global ölçekte eşitsizliklerin derinleşmesinden telaş ediyoruz.
“DÜNYADA ŞU AN ÇOK DEĞERLİ ZORLUKLAR BİREBİR ANDA GERÇEKLEŞİYOR”
Dünyada büyümenin düşüş gösterdiği bir ortamda İslami finansın pozisyonuna dikkati çeken Şimşek, şunları söyledi:
“Küresel büyümenin yüzde 3’ün altında kalacağını öngörüyoruz. Bu görünüm, içinde bulunduğumuz global dönüşümlerle birlikte daha da güçlü bir hal alabilir. Böylesi bir ortamda büyümenin ve refahın daha adil paylaşılmasını sağlayacak yollar arıyoruz. İşte tam bu noktada İslami finans, umut verici bir alternatif olarak öne çıkıyor zira burada risk paylaşımı temel alınırken finansman da gerçek varlıklara dayanıyor. Bu yaklaşım, sistemin güvenilirliğini artırıyor. Dahası, İslami finansın temelinde sürdürülebilirlik anlayışı yatıyor.
Eşit iştirake ve kapsayıcılığa dayalı yapısı sayesinde hem toplumsal hem finansal manada herkes için erişilebilir bir model sunuyor. Bugünün karmaşık ekonomik sıkıntılarını düşündüğümüzde İslami finans, refahın adil paylaşımını mümkün kılabilecek güçlü bir araç ve tesirli bir yol haritası olabilir.
“İSLAMİ FİNANSMANDA BİLHASSA PAHA VE PİYASA HİSSESİ KONUSUNDA ÇOK SÜRATLİ BİR BÜYÜME GÖRÜLÜYOR”
Bakan Şimşek, İslami finans alanında bilhassa paha ve piyasa hissesi açısından çok süratli büyüme yaşandığını vurgulayarak, “Küresel finansal varlıklar içinde İslami finansın hissesi hala sadece yüzde 1’in biraz üzerinde. Halbuki dünyanın sürdürülebilir geleceği açısından en yanlışsız güzergahın bu olduğunu düşünüyorsak mevcut hissenin ne kadar küçük olduğu da ortada. Bu yapının gelişmesi için kesinlikle yatırım yapmamız gerekiyor.” tabirlerini kullandı.
“BÜYÜK YAPISAL MESELELERLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Hedeflenen sayılara ulaşmak için öncelikle pürüz teşkil eden ögelerin gerçek halde tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Şimşek, İslami finansın global ölçekte şimdi gereğince uygulanabilir görülmediğini ve ilginin daha çok muhakkak coğrafyalarla hudutlu kaldığını söyleyerek şöyle konuştu:
Bu alandaki temel oyuncular, global ölçekte bu inovasyona yatırım yapmıyor. Tıpkı vakitte yetenek eksikliği ve düzenleyici çerçevede önemli boşluklar var. Elbette son yıllarda kıymetli ilerlemeler sağlandı lakin hala aşılması gereken büyük yapısal sıkıntılarla karşı karşıyayız. Geride kalmamıza neden olan etkenleri net biçimde tespit edebilirsek lakin o vakit tesirli tahliller geliştirebiliriz.
“KATILIM ASILLI FİNANSMAN İMKANLARI AÇISINDAN FİNANSAL PİYASALAR ŞU ANDA GELİŞİYOR”
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye’de halihazırda 9 iştirak bankasının bulunduğunu belirterek, kelamlarına şöyle devam etti:
Türkiye’de iştirak finansı, bankacılık dalı içinde kayda paha bir orana ulaşmış durumda. Bilhassa iştirak temelli finansman araçları açısından piyasalar gelişim gösteriyor. Biz de kesimin sağlıklı halde büyümesi için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz lakin mevcut durumda iştirak bankalarının Türk bankacılık sistemindeki hissesi sırf yüzde 8,3 düzeyinde. Bu oran, potansiyelin epey gerisinde ve daha geniş ölçekli bir büyümeye gereksinim duyduğumuzu açıkça gösteriyor.
Şimşek, Türkiye’nin İslami finans gelişme endeksinde birinci 10’a girdiğini kaydederek, “136 ülke içerisinde 10. gelişmiş piyasa olarak burada yer alıyoruz. Hazine, hem lokal hem de ulusal piyasalarda sukuk ihraçlarına ehemmiyet veriyor.” diye konuştu.
“İSLAMİ FİNANS KANUNU ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ”
Bakan Şimşek, İslami bankacılığın ve iştirak temelli piyasaların gelişmesine verdikleri kıymete işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
Önceliklerimiz ortasında kurumsal yapıların dönüştürülmesi, daha destekleyici bir yasal altyapının oluşturulması, bütüncül bir yönetişim modelinin hayata geçirilmesi, insan kaynağının güçlendirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması yer alıyor. Bu kapsamda, şu anda öncelikli olarak İslami Finansman Kanunu’nu hazırlıyor ve Meclis gündemine taşımaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Şu an üzerinde çalıştığımız mevzulardan birisi, İslami Finansman Kanunu’nu oluşturmak ve Meclisten geçirmek. Taslak metinde düzeltilmesi gereken birtakım konular vardı, bu mevzular üzerinde titizlikle çalışıyoruz. Dalın benimsemeyeceği yahut uygulamada sorun yaratabilecek hususları yasaya dahil etmek istemiyoruz.
“İSTANBUL FİNANS MERKEZİ, TÜRKİYE’DE İŞ YAPMAK İÇİN CAZİP ORTAM SUNUYOR”
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, bankacılık sisteminin yüklü olarak kısa vadeli fonlamalara dayandığını, bu yapının uzun vadeli yatırımların finansmanında sınırlamalar yarattığını tabir etti.
“NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞINA YATIRIM YAPAN STRATEJİK BİR MERKEZ OLARAK KURGULANDI”
Bu nedenle finansal sistemin derinleşmesinin ve sermaye piyasalarının güçlendirilmesinin büyük ehemmiyet taşıdığını vurgulayan Şimşek, “İstanbul’un global bir finans merkezi haline getirilmesi, bu bağlamda kritik bir amaç. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kurulan İstanbul Finans Merkezi, sırf bir yer değil birebir vakitte nitelikli insan kaynağına yatırım yapan stratejik bir merkez olarak kurgulandı. Bu doğrultuda altyapı çalışmalarını süratle sürdürüyoruz.” dedi.
“İSTANBUL FİNANS MERKEZİ, TÜRKİYE’DE İŞ YAPMAK İÇİN CAZİP ORTAM SUNUYOR”
İstanbul Finans Merkezi’nin sunduğu avantajlara da değinen Şimşek, “Eğer Türkiye’de iş yapmak istiyorsanız en gerçek yer burası. Sağladığı güçlü teşvikler hem yatırımcılar hem de şirketler için büyük bir cazibe oluşturuyor ve rekabet gücünü artırıyor. Ayrıyeten global profesyonellerin İstanbul’a çekilmesi için elverişli bir ortam yaratıyor. İslami finansın karşılaştığı temel sıkıntılardan biri olan nitelikli insan kaynağı eksikliği açısından da İstanbul Finans Merkezi’nin bu boşluğu doldurabilecek güçlü bir platform olması bekleniyor.” diye konuştu.
“İSLAMİ FİNANSMAN, REFAHIN PAYLAŞILMASINDA BÜYÜK ROL OYNAYACAK”
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, sürdürülebilir kalkınmaya inandıklarının altını çizerek, kelamlarını şöyle tamamladı:
Refahın adil biçimde paylaşılması gerektiğine inanıyoruz ve bu noktada İslami finansmanın kıymetli bir rol üstleneceğine inanıyoruz. Global finans sistemi içinde şu an için nispeten küçük bir hisseye sahip olsa da bu alandaki doruklar ve memleketler arası konferanslar, gelişimin hızlanmasına kıymetli katkılar sağlıyor.
İslami finansın son yıllarda gösterdiği süratli büyüme dikkat alımlı. Daha evvel neredeyse görünmezken bugün global finansal varlıkların yaklaşık yüzde 1’ini temsil eder hale geldi. Bu noktayı bir sıçrama tahtası olarak görmeliyiz. Lokal ve global seviyede mevcut meselelerin farkına vararak, gerçek adımları atarak, verimliliği artırarak ve güçlü işbirlikleri kurarak bu hissesi çok daha kısa müddette yüzde 2’ye hatta yüzde 5’e çıkarabiliriz.
News
