Yılmaz Tunç’tan tv100’e özel açıklamalar: Bugün beraberliğimiz için değerli
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, tv100'de Deniz Gürel’in sunduğu Özel Röportaj programında değerli açıklamalarda bulundu.
Terörsüz Türkiye sürecinde bugün, tarihi bir gün.
PKK'lı 30 kişilik bir küme, Süleymaniye'de silahlarını bir kazanın içerisinde yaktı.
Bu gelişmelerin akabinde de Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, tv100'de Deniz Gürel’in sunduğu Özel Röportaj programında değerli açıklamalarda bulundu.
Bakan Tunç'un gündeme dair açıklamalarından öne çıkanlar ise şöyle;
Bütün izleyenlere sevgilerimizi ve hürmetlerimizi sunuyoruz. Tarihi bir günde sizleri Adalet Bakanlığı’nda konuk etmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Güzel geldiniz.
Çok tarihi bir gündeyiz. Terörsüz Türkiye devrinin en kıymetli basamaklarından biri bugün gerçekleşiyor. Silahların bırakılması bugün gündem. Bilhassa 40 yıldan fazla ülkemizin gelişmesini, kalkınmasının önünde en büyük en pürüz olarak duran terör belasından kurtuluyoruz.
Bu cumhuriyet tarihimiz için, ülkemiz tarihi için, milletimizin huzur ve güvenliği için birlik ve beraberliğimiz için çok değerli bir gün.
"BUGÜN KARDEŞLİĞİMİZE VURULAN HANÇER ÇIKARILIYOR"
Türkiye Yüzyıla başladığımız bu manalı vakit diliminde terörsüz bir biçimde Türkiye yoluna devam ettiğinde dünyanın en güçlü ülkelerinden birisi olmaması için hiçbir sebep yok. Bugün 1000 yıllık kardeşliğimize vurulan hançer çıkarılıyor. Maalesef bu hançer saplandığında büyük bir kasvete girmiştik. Milletimiz çok huzursuz olmuştu. Bilhassa Kürt kökenli vatandaşlarımız. Bölgede en çok ezayı onlar çekti.
O bölgenin kalkınmasının ve gelişmesinin önünde bir pürüz olarak durdu terör örgütü. Yalnızca ekonomik olarak mani değil birebir vakitte birlik ve beraberliğimize vurulan hançerdi. Emperyal güçlerin ülkemize soktuğu bu fitnenin bir an evvel sona erdirilmesi ile ilgili uğraşlar başladı.
Burada bilhassa 26 Ağustos tarihinde Malazgirt’te Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşma çok kıymetli bir konuşmaydı. Orada söylediği iç cepheyi güçlendirelim. Etnik kökeni ne olursa olsun Kürt'üyle, Türk'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'i ile biz biriz, beraberiz bin yıllı kardeşliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Bu kardeşliğimizi bozmak isteyenlere başarılı olursa bizi paramparça ederek o emellerine ulaşarak Türkiye’nin ilerlemesini engellerler.
Bu manada Ahlat’taki konuşma kıymetliydi. Ahlat’taki iç cephe vurgusundan sonra Sayın Bahçeli’nin TBMM açılış gününde 1 Ekim’de Demliler ile tokalaşması ve sonrasında başlayan bir süreç. Bir ay sonra TBMM küme toplantısında Sayın Bahçeli’nin konuşmaları ve daveti.
Ondan sonra ki süreçte İmralı’dan yapılan terör örgütünün fes edilmesine gerek yönelik süreç ve davetler. Akabinde terör örgütünün kendini fes etmesi ve bugünde silahların bırakılması. Silahların gömülmesi, yakılması. Bu manada çok kıymetli noktaya geldik.
Burada Ahlat’tan daha geriye gitmek lazım. 2025 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır konuşması. Hatta biraz daha geriye gidelim. 47 sefer uzatılmıştı fevkalâde hal. 2002’de son uzatma yapılmıştı.
AK Parti iktidara geldiğinde harika hal bir daha uzatılmadı ve bölgenin olağanlaşması ismine kıymetli bir süreç başlatılmıştı. Sonrasında bölgeye büyük bir yatırım atağı yapıldı. Hiçbir ayrımcılık yapmadan Türkiye’nin dört bir köşesine… İşte Hakkari Yüksekova’ya da havalimanı yapıldı, Zonguldak’ın Çaycuma’sına da havalimanı yapıldı.
"TÜRKİYE İÇİN TARİHİ BİR DÖNEMEÇ"
Şırnak'a da üniversite yapıldı, Sinop’a da üniversite yapıldı. Öğrenci yurtları, barajlar, okullar, fabrikalar… Bölgenin eşit bir formda kalkınması hiçbir ayrım yapılmadan bunların gerçekleşmesi ismine çok büyük bir gayret yapıldı. Bu süreçte terör örgütünün provokasyonları ile karşı karşıya kalındı. Şantiyeler bombalar atıldı. Hasebiyle çok kuvvetli süreçlerden geçildi.
Terörün çok büyük maliyeti oldu Türkiye’ye, binlerce şehit verdik. Askerimizi, polisimizi, sıhhat görevlilerimizi, öğretmenlerimizi, sivil insanlarımızı, korucularımızı şehit verdik. Büyük acılar yaşadık. Artık bu büyük acıların yaşanmaması ve Türkiye’nin birlik ve beraberliğinin güçlenerek yoluna devam etmesi, bilhassa etrafımız bir ateş çemberi iken. Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna savaşı, güneyimizde bir terör devleti kurma gayretleri ve Suriye’nin parçalanmak istenmesi.
Bu noktada bilhassa Türkiye’nin Orta Doğu’da ki bölgesel gelişmeler karşında da birlik ve beraberliğini etnik kökeni ne olursa olsun güçlendirerek yoluna devam etmesi mecburiyeti herkes tarafından görüldü. Bu manada terörün feshi ve silah bırakması bilhassa dünyada da kabul gören bir durum kelam konusu oldu. Türkiye için tarihi bir dönemeçteyiz.
"TERÖRÜN YOL AÇTIĞI ZİYANLAR..."
Terörün yol açtığı ziyanları saymakla bitiremeyiz. 84’den 2024 sonuna kadar 6.387, TSK mensubumuzu, askerimizi şehit verdik. 1.512 güvenlik korucumuz 587’si polis olmak üzere yaklaşık 15 bin güvenlik vazifelisi şehit verdik. Bu sürece kolay gelinmedi. Onların bu uğraşı, terörle uğraştaki başarısı bilhassa ülkemizin huzuru ve güvenliği için canlarını feda eden şehitlerimiz ve onların değerli aileleri sayesinde bu noktalara geldik.
"BU SÜREÇ ŞEHİT AİLELERİNİ İNCİTECEK BİR SÜREÇ DEĞİL"
30 binden fazla da gazimiz var. Ülkemiz için büyük acılar yaşadık. Arama tarama çalışmalarında şehit olan 12 Mehmetçiğimiz var. O ailelerin acılarını paylaşmaya çalıştık ancak o acıları dindirmek çok sıkıntı. O nedenle bu süreç şehit ailelerimizi incitecek bir süreç değil. Onlar bu vatan evlatları daha kaybedilmesin bundan sonra başta analar bu acıları yaşamasın diyor. Hasebiyle onların metanetini görüyoruz. Onlar diyor ki, ‘bizim evladımız ülkemizin geleceği için, milletimizin huzuru için, birlik beraberliğimiz için canını feda etti bundan sonra huzurumuz ve birlik beraberliğimiz gelecek, güvenliğimiz sağlanacaksa bu noktada biz her şeye varız’ diyorlar. O nedenle biz şehit ailelerimize müteşekkiriz. Onları incitecek rastgele bir tutum, tavır içerisine hiç gitmedik bundan sonrada girmeyiz.
Süreç başladığından itibaren bilhassa geçmiş deneyimlerden de yararlanarak milletimizin ilgili kurumları, MİT, TSK, Dışişleri Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız herkes üzerine düşeni titizlikle ve sorumlulukla yerine getirmenin uğraşı içerisinde oldu. Hepimize düşen misyonlar vardı.
Devletin ilgili kurumları bunu tam bir uyum içerisinde gerçekleştirdi. Bu uyum sağlanmasaydı geçmiş yıllarda olduğu üzere koalisyonlarla yönetilseydik koalisyon olsa ve görüş ayrılıkları olsaydı… 90’lı yıllarda biz bunu yaşadık. Koordinasyonsuzluk bu başarıyı getirmezdi.
"TERÖRSÜZ TÜRKİYE’NİN ŞAFAĞI SÖKÜYOR"
Sayın Cumhurbaşkanımızın iç cephe vurgusundan sonra MHP Genel Başkanı, Cumhur İttifakımızın ortağı sayın Devlet Bahçeli’nin tarihi konuşması çok değerliydi. Bu konuşmaya dayanak veren Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi ile birlikte bu hoş tablo ortaya çıktı. Kıymetli bir eşikteyiz. Terörsüz Türkiye’nin şafağı söküyor diyebiliriz. Biz burada konuşurken silahların bırakıldığını yakıldığını daima bir arada imgeler geldiğinde göreceğiz.
Terörün bitmesini Türkiye’nin kalkınmasını istemeyenler istemez. Bölgenin üzerinde emelleri olanlar istemez. Burada Türkiye’yi sevenler ve dostları Türkiye’nin terörden kurtulmasını ister. Ülkemiz iç kamuoyunda da şimdi süreci tam anlamamış olanlar olabilir. Bu süreç içerisinde daha da anlaşılacaktır. Türkiye’nin huzur ve güvenliğinin daha da tahkim edildiği süreçte daha da hakikat adımlar atılmış diyecektir… Şu anda çok az sayıda da olsa birtakım muhalif partilerden bu sürece sıcak bakmayanlar var. İlerleyen basamaklarda hakikat bir süreçti, bunun yapılması gerekiyordu, öbür deva, öteki tahlil önerisi olan varsa o tahlil tekliflerini de getirsin. Çok şeyler denendi Türkiye’de.
Yıllarca silahlı çabalar, tahlil süreçlerinden geçtik. Birtakım deneyimler yaşadık. Milletimizin o hassasiyetlerini dikkate alarak kılı kırk yararak devam ettirilen ve tam bir uyum içerisinde yürüyen bir süreç var.
Özellikle geçtiğimiz 23 yılda AK Parti ve son 5-7 yılda Cumhur İttifakı ile birlikte ülkemizde sağlanan demokratikleşme, yüksek standartlı demokrasiye kavuşma ve vesayetçi anlayışın ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar teröre taban hazırlayan durumları ortadan birer birer kaldırdı.
Olağanüstü halin kaldırılması ve sonraki süreçte ayrımcılığın ortadan kaldırılması, Kürt kökenlik vatandaşlarımızın, bir siyasalın kendi lisanında propaganda yapabilmesi mümkün değildi. Bunlar yasaktı. Konuştuğu vakit hakkında soruşturma açılırdı.
Bu noktada tekrar Kürtçe eğitim, Enstitülerin kurulması, Kürtçe derslerin okullarda okutulmaya başlanması. Tüm bunlar kıymetli adımlardı.
Silahlı çaba ile bir yere varılamayacağının terör örgütünü elebaşı kendisi söyledi. Artık Türkiye’deki ortamın temel hak ve özgürlüklerin, demokratikleşme adımlarının silahlı çabayı ortadan kaldırdığını. PKK terör örgütünün anlamsızlaştığını bu neden fesih gerektiğini ve tüm kümelerin silah bırakması gerektiğini İmralı’dan açıkladı.
"TERÖR ORTADAN KALKACAK, KALKINMA ATILIMI HIZLANACAK"
Dolayısıyla Türkiye’de teröre yer hazırlayan hiçbir öge ortada yok. Türkiye demokratikleşme noktasında, Türkiye Yüzyılı’nda birlik ve beraberliğin güçlenmesi demokratik, hukuk devleti tahkimi noktasında çok büyük aralıklar aldı ve almaya devam ediyor. Terör mahzuru ortadan kalktığında bu süreç, kalkınma atağı daha da hızlanacak.
40 yıldır fazladır terörle gayret ediyoruz. Bizim bütçemizde daima birinci sırayı daima savunma harcamaları aldı. Neden? Terörle uğraş ettiğimiz için. Terörle gayret için silaha muhtaçlık var, bombaya muhtaçlık var. Daima dağı taşı bombaladık.
"BÖLGE HUZUR İSTİYOR, KARDEŞLİK İSTİYOR"
2 trilyon dolar biz teröre harcamasaydık bu nakdî maliyetler ile neler yapardık? Bunlar nitekim çok büyük kayıplar. Yüz adet 3. köprü yapabilirdik, yüz adet baraj yapabilirdik, yüz bin km süratli tren demir yolu yapabilirdik, yüz bin km duble yol yapabilirdik, bin adet hidroelektrik santral baraj yapabilirdik, bin adet orta ölçekli memleketler arası havalimanı yapabilirdik, bin adet bin yataklı şehir hastanesi yapabilirdik.
Bin adet yüz yataklı hastane yapabilirdik, bin adet bin kişilik kütüphane yapabilirdik, bin adet 24 derslikli okul yapabilirdik. Bunları saydığımız vakit ne kadar büyük ekonomik kayıp. 2 trilyon dolar bizim iç-dış borcumuzun hepsini ödemiş olurdu.
16 vilayetimizde 1 milyondan fazla insan bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. 70’li yılların başında babam Diyarbakır-Silvan’da öğretmenlik yapmıştı.
Benim çocukluğumun bir kısmı Silvan’da Topluca köyünde geçti. Bölge huzur istiyor. Bölge kardeşlik istiyor. Bugünkü tarihi günde Diyarbakır'da halaylar çekiliyor.
Artık oralarda turizm olacak, oralarda üretim olacak, oralarda eğitim olacak. Bölgenin çocukları okuyacak. Vatana millete faydalı insan olacak. Dağlara kaçırılmayacak, aileler huzurlu olacak. Hassas bir süreç, süreci sabote etmek isteyenler olabilir.
TBMM'DE KURUL KURULACAK MI
TBMM’de TBMM Liderimiz Numan Kurtulmuş’un başlatmış olduğu bir süreç var. Orada bir komite kurulması kelam konusu. Komite kurulması ile birlikte süreç ile ilgili bahisler iktidar ile muhalefet ile orada tartışılacak.
DEM PARTİ İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER
Adalet Bakanlığı’nda bilhassa bakanlığımıza düşen bizim yapmamız gereken hususlarla ilgili DEM Parti vekilleri ile görüşmeler oldu. Hususları masaya yatırdık ve bilhassa yapılması gereken ve yapılabilecek…
Hukuk çerçevesinde, kanunlar çerçevesinde yapılması gereken bahisleri istişare ettik. Bilhassa hasta, yükümlü tutuklarla ilgili talepler kelam konusuydu. Bunlarla ilgili uygulamadan kaynaklı kimi sorunlar olabiliyordu.
Bunları İsimli Tıp'a sevkleri ve cezaevine hayatlarını yönetim ettiremeyecek durumlarla ilgili birtakım çalışmalar gerçekleştirildi. Yönetim müşahede heyetlerinin kararları nedeniyle ceza müddetini tamamladığı halde cezaevinden tahliye olamayanlarla ilgili talep vardı.
Bunlarla ilgili ilerlemeler sağlandı. İmralı ile görüşme kısıtlamaları vardı. 4 yıldır. Avukatlıları, milletvekilleri, yakınları ile görüşememe kelam konusuydu. Süreç içerisinde bunlarla ilgili avukatları, milletvekilleri, aile görüşmeleri sağlanarak bilhassa bu sürecin kolaylaştırılması noktasında kıymetli çalışmalar yaptık.
"CEZASIZLIK ALGISINI ORTADAN KALDIRACAĞIZ"
Meclis’te yasal düzenleme gerektiren 10. yargı paketinde kimi düzenlemeler yapıldı. Orada yalnızca bu süreçle ilgili değil tüm isimli teşkilatımızı, milletimizi ilgilendiren ve ceza adaletini ilgilendiren konularla ilgili düzenlemelerde yapıldı. 11. yargı paketine kalan kimi düzenlemelerde var. Onlar da yasama yılı ekim ayında açıldıktan sonra Meclis’imizin gündemine gelecek.
10. yargı paketinde cezasızlık algısını ortadan kaldırma üzere bir gayretimiz var. Onların yanı sıra özel infaz yordamları dediğimiz mevzuatımızda yer alan fakat uygulama kabiliyeti bakımından ceza ölçüleri bakımından uygulanmayan konuları uygulanabilir hale getirmenin gayreti içerisinde bir yasal düzenleme yaptık.
CEZASINI KONUTTA ÇEKEBİLECEK KİŞİLER
3 yılın altındaki hatalar bakımından bayanlar, çocuklar ve 65 yaşını bitirmiş şahıslar cezalarını konutta çekebilecek. 70 yaşını geçmiş şahıslar 4 yılın altında cezasını konutta çekebilecek. 5 yılın altında kabahat işleyen 75 yaşını bitirmiş bireyler cezasını konutta çekebilecek. 80 yaşını bitirmişse 6 yılın altında kabahatler bakımından cezasını konutta çekebilecek. Terör ve cinse kabahatler burada hariç tutuldu.
Terör hatalısı ağır hatalıysa ve İsimli Tıp raporu varsa ağırlaştırılmış müebbet ceza almadıysa ve ağır hastaysa bunların cezası aslında ertelenmesi kelam konusu olabiliyor. Erteleme yerine cezasını meskende çekme halinde bir düzenleme yapıldı. Doğum yapan anneler için konutta ceza imkanı getirildi.
OPERASYONLAR YALNIZCA CHP’Lİ BELEDİYELERE Mİ YAPILIYOR
Yargı makamları, Cumhuriyet Savcıları bir kabahat işlediğinde bunun partisine yahut fikrine bakmaz. Şayet kabahat işlenmiş ise kuvvetli bir kuşku varsa bu noktada gerekli adımları atmaktan çekinmez.
Sadece CHP'ye yapılıyor başkalarına yapılmıyor algısı da yanlış. Bu aslında televizyonlarda, gazetelerde yayınlandı. Hangi belediyelere bugüne kadar son yıllarda açılan davalarla ilgili. Son 10 yılda İçişleri Bakanlığı'nın soruşturma müsaadesi verdiği belediye sayısı AK Parti'nin daha fazla. CHP ikinci sırada geliyor.
AK Partili belediyeler 30 dava açılmış 13 mahkumiyet var, 7 devam eden dava var. 10 tane de beraat var. 30 davanın 13'ü mahkumiyetle sonuçlanmış. Burada ilçe belediyeleri var, belde belediyeleri var.
Özellikle suçüstü yapılanlar var. Zimmetten, misyonu berbata kullanmaktan, rüşvetten yargılanıp mahkum olanlar var. Bu türlü bir ayrım kelam konusu olamaz. CHPli belediyelere bir soruşturma yapıldığında partisi sahip çıkıyor. Genel lider çabucak sokağa davet ediyor.
Miting yapıyor. Liderimiz hatasız diyor. Soruşturma kademesinde daha belgeyi bilmiyorsunuz fakat AK Partili belediyelerle ilgili 30 dava açıldı partimiz sahip çıktı mı? Parti ihraç etti. 13 tane mahkumiyet, mahpusa girdiler. Zelzele davası yüzünden mahpusta olan AK Partili belediye başkanı var.