İstanbul Üniversitesi’nde Filistin Çalışmaları Semineri Düzenlendi
İstanbul Üniversitesi İslam Tetkikleri Enstitüsünde "Filistin Çalışmalarına Çok Disiplinli Yaklaşım" başlıklı bir seminer düzenlendi.
"Filistin Çalışmalarına Çok Disiplinli Yaklaşım" başlıklı seminere, Türkiye'den ve yurtdışından katılan konuşmacılar, Siyonizm tarihi, İsrail sağı, medya dili ve direnişin siyasi teolojisi gibi konuları tartıştı.
"Siyonizm bir İslamsızlaştırma projesidir"
Açılışta konuşan İstanbul Üniversitesinden Öğretim Görevlisi Yakoob Ahmed, seminerin amacının Filistin meselesi çerçevesinde gelecekte yaşanabilecekleri de göz önünde bulundurarak ne yapılabileceği konusunda fikir üretmek olduğunu söyledi.
İnsanların bu konu hakkındaki çalışmaları sebebiyle akademik kariyerini riske attığı konusunda kendisine uyarılarda bulunduğunu aktaran Ahmed, "Ancak bu hafta, gelecek hafta ya da ondan sonraki hafta, Filistin konusunda somut çözümler bulamazsak, asıl o zaman başımız belada demektir." ifadelerini kullandı.
Ahmed, medyada yapılan bazı yorumlardan Gazze halkının ne düşündüğünün ve ne istediğinin tam olarak farkında olunmadığının anlaşıldığını, anlaşılsa birçok kişinin düşünme biçimini değiştirmek zorunda kalacağını dile getirdi.
Müslümanları bölgeden uzaklaştırmak için bir Siyonist proje tasarlandığını belirten Ahmed, "Bunu parça parça, azar azar başardılar, oraya gitmemizi imkansız hale getirdiler. Siyonizm bir İslamsızlaştırma projesidir. Camileri yok etmeye çalışıyor, dini mekanları, hastaneleri, sokakları, her şeyi..." diye konuştu.
Ahmed, Gazze'deki ve diğer bölgelerdeki Filistin halkının sadece varoluşu sebebiyle bile İsrail'in varoluşu için bir sorun teşkil ettiğini söyledi.
"Siyonizm, Yahudiliğe yapı olarak karşıdır"
Harvard Üniversitesi doktora öğrencisi Abdulrahman Mahmoud, "Siyonizm Nedir" başlıklı oturumda Siyonizmin 19. yüzyıla dayanan tarihini anlattı.
Mahmoud, Theodor Herzl'den önce de birçok Siyonist düşünürün bulunduğuna dikkatİ çekerek, Herzl ile "sömürgeci yerleşim projesi"nin başladığını belirtti.
Musevilik dininin yapı olarak çatışmacı olmaktan ziyade "pasifist" olduğunu ifade eden Mahmoud, "Siyonizm, Yahudiliğe yapı olarak karşıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Mahmoud, Yahudi göçleriyle kurulan İsrail'in başından bu yana "ırka dayanan bir göç politikası" güttüğünü kaydetti.
"Netanyahu'yu artık iktidarda görmeyeceğiz"
İsrail'de aşırı sağın politik çizgisi üzerine konuşan Standford Üniversitesi doktora öğrencisi Özgür Dikmen, aşırı sağın bölünmüş görüntüsünün, ülkenin kuruluşunda rol alan kurucu liderlerden David Ben-Gurion ve Manahem Begin'in sahip olduğu strateji farklılığından kaynaklandığını belirtti.
Dikmen, Ben-Gurion'un merkez sağ, Begin'in ise aşırı sağ geleneğini başlattığını ifade etti.
İsrail sağının 1967 savaşını "İsrail sağı için doğru zaman" olarak gördüğünü, bu tarihten sonra İsrail'in Batı Şeria'da yerleşim birimleri kurarak işgali derinleştirmeye çalıştığını anlatan Dikmen, aşırı sağın ilk liderlerinden Meir Kahane'nin o dönemde söylediği "Gerekirse katliam yaparak Arapları topraklarından kovmak gerekiyor." sözlerini aktardı.
Aşırı sağın 1973 Yom Kippur Savaşı ile yükselişe geçtiğini vurgulayan Dikmen, İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun da Begin'in kurduğu Likud Partisi geleneğinden gelen "aşırı sağcı" liderlerinden biri olduğunu hatırlattı.
Dikmen, 7 Ekim ile başlayan sürecin sonunda Netanyahu'nun siyasi geleceğinin nasıl şekilleneceği konusunda, "İsrail'de aşırı sağ belki yükselecek ya da güç kaybedecek, ancak muhtemelen onu artık iktidarda görmeyeceğiz." iddiasında bulundu.
Kaynak: AA / Eğitim